Ana içeriğe atla

Kayıtlar

invest etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Çalışkan John'un Altınları

 Bir zamanlar, küçük bir köyde yaşayan bir adam vardı. Adı John’du. John, altın biriktirmeyi çok seviyordu. Her gün, tarlasında çalışırken, dere kenarında, toprak altında parlayan küçük parçaları bulurdu. Bu parçaları dikkatlice toplar ve evinin altındaki bir sandıkta saklardı.  John'un komşuları onun bu tuhaf alışkanlığına gülüyorlardı. “Neden o parlak şeyleri topluyorsun ki?” diye sorarlardı. “Köyde ne yapacaksın onlarla?” John sadece gülümserdi ve sessizce çalışmaya devam ederdi.  Bir gün, köyün zengin tüccarı John'un altınlarına göz dikti. “Hey John,” dedi, “Altınlarını bana sat. Sana iyi bir fiyat vereceğim.” John düşündü. Altınları satıp daha iyi bir yaşam sürmek istiyordu, ama bir yandan da altınları onun için çok değerliydi. Sonunda, tüccarın teklifini reddetti.  “Altınlarımı satmam,” dedi. “Onlar benim için çok kıymetli.” Tüccar sinirlendi.  “Sen delisin!” dedi. “Altınlar sadece bir madenden ibaret. Onları sat, zengin ol!” John sadece gülümsedi “ben zat...

Hintli Rahul'un Altın Rüyası

Bir zamanlar Varanasi şehrinin dar ve yoksul sokaklarında, Ganj Nehri’nin kıyısında yaşayan bir adam vardı. Adı Rahul’du. Rahul, eşi ve üç çocuğuyla derme çatma kerpiç bir evde yaşardı. Ailesine bakmak için her gün nehre iner ve sularını eşeleyerek altın parçacıkları arardı. Nehir, yüzyıllar boyunca zengin toprakları taşıdığı için altın da taşıyabilir, diye düşünüyordu. Bu düşüncesinde haksız da değildi. Her seferinde olmasa da, eleğin dibinde birkaç parça altın çamurun arasından ona göz kırpabiliyordu. Büyük bir sevinçle onları yıkayıp kesesine koyardı. Sonra malzemesini bir güzel yıkayıp evinin yolunu tutardı. Belli bir miktar biriktirdikten sonra onları eritip iki ayrı levha haline getirirdi. Altını eritip kalıba döküşünü karısı ve çocukları uzaktan büyük bir merakla izlerdi. Levhaları soğutunca onları parlatır ve meraklarını gidermeleri için onlara verirdi. Küçük kızı ve karısı gözleri ışıldayarak altının güzelliğine hayran hayran bakarlardı. Ne kadar da güzellerdi. Sonra Rahul alt...

Simyacı

 Bana neden hep altın ve para üzerine hikayeler anlattığımı soruyorlar. E ne demişler, tilkinin kırk tane hikayesi varmış, kırkı da tavuk üstüne. Yalnız bu hikayeleri bazılarının izinsiz yayınladığını görüyorum. Yapmayalım lütfen. Emeğe saygı. Neyse. Bakın, dinleyin ne anlatacağım: Bir zamanlar, antik Sümer kentlerinden birinde yaşayan bir adam vardı. Adı Enkidu’ydu. Enkidu, demiri altına çevirmenin sırrını arıyordu. Bu efsanevi simya gücünü elde etmek istiyor, krallar kadar büyük bir zenginliğe kavuşmayı planlıyordu.  Enkidu, günlerini demir madenlerini araştırarak ve alkimistlerle konuşarak geçirirdi. Ancak bir türlü başarılı olamıyordu. Bir gün, kırsalda dolaşırken, susamış yaşlı bir kadınla karşılaştı. Ekmeğini ve suyunu onunla paylaştı.  Kadın ona, bu ıssız madenlerde neden dolaştığını sordu.  “Demiri altına ve gümüşe çeviren simya sırrını arıyorum,” dedi.  Kadın, ona bilgece gülümsedi ve şunları söyledi: “Enkidu, demiri altına çevirmenin sırrı, içindeki bi...

Altının Kısa Tarihi

Ne demiş atalarımız, altın yerde paslanmaz, taş yağmurdan yaş olmaz. Milletimizin altına olan sempatisi malumunuz, gelen soruların onda sekizi de altın üzerine oluyor böylelikle. Bir kez daha yineleyeyim; yastık altında biriktirdiği altınlarla kimsenin hayatının değiştiğini görmedim. Altın sizi enflasyona karşı korur ve para gibi karşı taraf riski yoktur, keyfi olarak devalüe edilemez. Hem iyi bir yatırım olsa, Buffett Amcam altın yatırımını sever ve düzenli olarak alırdı. Ama o ne yapıyor, kriz zamanlarında hisseleri ucuzdan toplayabilmek için bonolarda demlenen sıcak para tutuyor.           Altının tarihine olan ilk merakım uzun yıllar önce yaşadığım bir olay üzerine gelişmişti: Doğu bölgemizde yapılan kazılarda çıkarılmış, binlerce yıllık tılsımlı bir altın kolyenin fotoğraflarını incelerken, bir yandan da bu konudaki uzman kişinin anlattıklarını dinliyorduk. Altının metafizik güçleri harekete geçiren manyetik ve iletken özelliğinin bin yı...