Ana içeriğe atla

Kayıtlar

babil etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

TARİHTEKİ İLK DUBAİ ÇİKOLATASINI YİYEN BABİL KRALİÇESİ AMYTİS'İN HİKAYESİ

  Babil’in masmavi göğü altında, Fırat Nehri’nin nazlı suları ve taş duvarlarla örülü ihtişamlı bir şehir uzanıyordu. Bu şehrin en büyük hazinesi, efsanevi Babil Asma Bahçeleri’ydi. Bu yeşil cennet, yeryüzünün ortasında göklere ulaşan bir ütopya gibiydi. Bahçelerin hikâyesi, güçlü kral Nebukadnezar ve onun derin bir aşkla bağlı olduğu Kraliçe Amytis arasında geçen büyüleyici bir aşk masalına dayanıyordu. Kraliçe Amytis, Medlerin topraklarından Babil’e geldiğinde, içini hasret kaplamıştı. Onun doğduğu topraklar, yemyeşil dağları, serin esintileri ve türlü türlü çiçekleriyle cennetten bir köşeyi andırırdı. Oysa Babil, kavurucu çöl rüzgarlarıyla ve sarı, kuru topraklarla çevriliydi. Her ne kadar kralın sevgisi onu Babil’e bağlasa da, Amytis kalbinde hep dağlarının özlemini taşırdı. Nebukadnezar, Amytis’in gözlerinde gördüğü o ince hüzün çizgilerini fark etmekte gecikmedi. Sevdiği kadını mutlu etmek için elinden geleni yapmaya kararlıydı. Bir plan yaptı: Kraliçe Amytis’in özlemini dind...

SÜMER MEDENİYETİNE SON VEREN İLK GÖÇÜN HİKAYESİ

Sümerliler Orta Asya'dan Mezopotamya’ya göç ederek gelmiş bir kavimdi. Yerleştikleri güney Mezopotamya'da, Dicle ile Fırat'tan gelen bereketin kudretiyle üstün bir medeniyet inşa ettiler. Zenginleşen halk dünyevi zevklerden payını almak istedi. Kimi artık tarlada çalışmak istemedi. Kimi çobanlığı küçümser oldu. Bazı insanlar, çoban ve amele ihtiyacını karşılamak için, ülkenin kuzeyinden gelen Akadların Sümer topraklarına girmelerine izin verilmesinin uygun olacağını düşündü. Onlara kapılarını açıp iş verdi. Bu göçün ülkeye zarar vereceğini ileri sürenler de, bir süre sonra karın tokluğuna çalışan bu kölelerin varlığını kanıksadı. Akadlılar, kuzeyden gelen göçebe bir halktı. Yurtları kuraklıkla kavrulmuş, yıllardır süren kıtlık, halkı yaşam mücadelesine itmişti. Göç ederken Sümer’in bereketli, sapsarı ovalarına ulaşacaklarını hayal ediyorlardı. Bu toprakların zenginliği onları düşman ya da istilacı olarak değil, göçmen olarak getirmişti. Onların amacı savaş açmak değil, çalı...

TARİHTEKİ İLK FAİZCİ SÜMERLİ ANUKİ'NİN HİKAYESİ

Sümer Şehir Devletlerinin hüküm sürdüğü Mezopotamya’nın verimli topraklarında, Fırat nehrinin kıyısında, Anuki adında bir çiftçi yaşıyordu. Anuki, Ur şehrinin en gözde ve en bereketli tarlalarına sahipti. Her yıl tarlasında buğday ve arpa eker, güneşin kavurduğu topraklardan alın teriyle mahsul toplardı. “Bunlar hep çocuklarımın geleceği için!” diyerek, eline aldığı başakları göğe doğru kaldırır, tanrılara şükrederdi. Çalışmayı sevmeyen, tembel üç oğlu vardı. “Matematik sevmezsiniz, okulu istemezsiniz, tarlada çalışmazsınız! Ne olacak bu gençlik, ah ah!” diye diye tek başına her işe koştururdu.   Topraklarını ve mallarını kaybetmekten çok korkuyordu. Çünkü bu zengin topraklar, yalnızca çiftçilerin değil, eşkıyaların ve açgözlü hükümdarların da ilgisini çekiyordu. Topladığı buğdaya el konulması korkusuyla Anuki, sürekli endişe içinde yaşıyordu. Bazı geceler ambarda buğday çuvallarının arasında yatıyor, sabahlara kadar gözüne uyku girmiyordu. “Buğdayı elde etmek bir dert, onu muhafaz...

BABİL KRALI HAMMURABİ İLE ADALET ARAYAN PURAT'IN HİKAYESİ

  Babilliler, güneşin ilk ışıklarıyla birlikte uyanır, Nil'in doğusunda, Mezopotamya'daki geniş ovaya yayılan krallıklarının bereketine şükrederlerdi. Şükürlerinin sebebi, içlerindeki tüy gibi hafif olmalarını sağlayan güven ve huzurlarıydı. Güven ve huzurlarının kaynağı her bireyin müreffeh bir yaşam sürmesiydi. Refahın anahtarı yine ülkedeki adalet ve hukuk sistemiydi. Çünkü adalet her şeyin başıydı. Ülkedeki ticareti, ekonomik ve sosyal çarkı bu güç döndürüyordu. Aksi taktirde eşkıyaların kol gezdiği, hükmün olmadığı bir coğrafyada kim neden ticaret yapsındı ki? Günün birinde, küçük bir kasabada, yaşlı bir çiftçi olan Purat, başını ellerinin arasına almış, üzgün bir şekilde evinin önünde oturuyordu. Yıllardır ekip biçtiği tarlasındaki mahsul, komşusu tarafından çalınmıştı. Geçen yıl biriktirdiği tüm gümüşlerini ve altınlarını da yine aynı adam zorbalıkla ondan almıştı. Eli sopalı beş oğluyla istediği her zorbalığı komşularına yapabiliyordu. Adaletin olmadığı bu yerde, kime g...